Yine 140 karakter sığdıramadığım eleştirimi uzun uzun anlatmak için bu yolu seçtim.

Baştan söyleyeyim, bu yazıyı minnoş beyler okumasın.

Alınıp küsebilir, bir çiçek kadar narin yapılarından ötürü bana kırılabilirler.

Minnoş erkeklerden kastettiğim kim?

Aslında etrafımızda böyle olmayayını görmek zor.

Hani şu konuşma esnasında size utanan maymun, yumurtayı kırmış kafasını uzatan civciv emojisi falan gönderen beyler, hoşuna gitmeyen bir şey olduğunda benden güzel trip atan, alınan küsen ince ruhlu beyler.

Bir ellerinden 33'lük tesbihleri düşmez, öteki ellerinde latte, mocha vardır.

Sorsan delikanlı adamdır çaydan başka şey içmez.

Bir keresinde annem "kekim harika oldu, bir dilim koyayım mı?" dediğinde babam "kek börek, kadın işi, ben yemem" diyerek surat asmıştı.

O günden beri erkeklerin pasta, kek yemesine karşıyım. Çok ilginç.

Neyse, bunlar küçük şeyler diyerek geçiyorum.

Geçen ay arkadaşların ısrarına dayanamayıp Snapchat açtım.

O da ne!

Delikanlı kişiliğiyle prim yapan tüm arkadaşlarım, az takipçili güzel kız gibi, arabada Demet Akalın videoları atıyormuş meğer.

Şaşırdım.

Kocaman adamlarsınız ayol, böyle boş işlere ayıracak vaktiniz olmamalı.

Bakıyorum, her türlü sosyal mecrayı oldukça aktif kullanıyorsunuz.

Bu gereksiz şeyler biz kızların ilgi alanına girmeli, sizin değil.

Bir de Instagram'a sevgilisiyle fotoğraf koyanlar var.

Beğensen bir dert, beğenmesen bir dert.

Nedir yani beyler, "maşallah senin hatun da güzelm..." diye takdir mi bekliyorsunuz?

Bunda bir sakınca görmüyor musunuz?

Renkli pantolon modasına söyleyecek bir söz bulamıyorum.

Bir çoğunuz da ciddi ciddi kendine yakıştırıp giydi, hatta şimdi boncuklu bileklikler falan takıyorsunuz.

Aman Ya Rabbim.

Yani illa bir aksesuar istiyorsanız saat falan taksanıza, bileklik yakışır mı delikanlı adama?

Geçenlerde okulda bir arkadaşım, "eyeliner'ını yamuk çekmişsin" tarzı bir cümle kurdu.

Be adam, sen nerden biliyorsun bunları?

Senin maksimum bileceğin kozmetik ürünü rujdur.

Babam göz aydınlatıcımı kastederek dedi ki, "ne sürüyorsun o gözüne, ruj mu, ne o?"

Dedim baba, adam gibi adamsın sen.

Yani nasıl tarif edeyim, hani şu "okul bir türlü bitmiyor", "okul bitsin, babamın işinin başına geçeceğim", "tüm gün cafelerde, ordan burdan konuşurum, sorsan benden meşgulü yoktur" bikbikbik 25-30 yaşına dayanmış, babasının mal varlığı dışında hiçbir başarısı olmayan adamlardan, laubali, kız gibi dedikodu çeviren, çok konuşan beylerden çok sıkıldık.

Aslında hiçbir ağırlığı olmayan, sorsan delikanlılığın kitabını yazmış adamları kastediyorum.

Siz alınmayın.

Aman sakın bu yazıyı okuyup da bana "erkeğiz diye hiçbir şey yapamayacak mıyız" tarzı bir eleştiriyle gelmeyin.

Kadınların her hareketinin kısıtlandığı ve yasaklarla büyüdüğü bu toplumda, bu dediklerim oldukça küçük ve basit şeyler olsa gerek.